30 Mayıs 2009 Cumartesi

Adolf'un Tekerlemesi

Adolf nehir kenarında yürürken şu tekerlemeyi tekrarlıyordu sesli bir şekilde:
" Mutluyum, çok mutluyum, uçuyorum adeta."
120 defa tekrarladı bu tekerlemeyi.
Etraftaki kuşlar, böcekler hatta bulutlar bile etkilenmişti bu tekerlemeden.
Onlar da söylemeye başladılar hep bir ağızdan.
Herkesin yüzü gülüyordu.
Angela Köprüsü'nün üzerine kadar bu büyülü tekerlemeyi söyleyerek geldiler.
Birden gök gürlemeye başladı.
Ne olduğunu anlamak için kafamı yukarı kaldırdım.
Bulutlar ağlamaya başlamıştı, kuşlarla birlikte.
Hiçbir şey anlamıyordum bu olup bitenden.
Adolf bir şeyler biliyordur belki diye ona döndüm.
Köprünün üzerine çıkmış bana el sallıyordu.
Ve birden kendini korkuluklardan aşağı bıraktı.
Hayal gördüğümü sandım ilk önce yaşadığım şokun etkisiyle.
Ama her şey o kadar gerçekti ki yerimden kıpırdayamıyordum.
Omzuma dokunan elin sıcaklığıyla kendime geldim.
Gülümsüyordu elin sahibi.
Hiç bir korku veya şaşkınlık belirtisi yoktu yüzünde.
Bütün bu olanlara rağmen yüzündeki sakinlik şaşırtmıştı beni.
İçimden geçenleri duyuyormuş gibi konuşmaya başladı.
" Mutlu olmak istediklerini mi sanıyorsun gerçekten? " dedi.
" Mutlu olmayı kim istemez ki? " dedim sinirli bir şekilde.
" Mutluluk, ağır gelir bedenlere. Taşıyamazlar uzun süre. Bu nedenle kendi elleriyle yok ederler o heyecanı. " dedi aynı sakinlikle.
Bu yaşlı adamın dedikleri doğru olabilir miydi?

1 yorum:

TooL dedi ki...

sonsuz mutluluk die birşey bu yüzden yoktur belkide bedenlere ağır geldiği için...

Site Meter