2 Aralık 2008 Salı

Kanadalı Japon

Japonca "merhaba" dedi, yan koltukta oturan kadına.
Ama japon şok bir ifadeyle bakıyordu yüzüne.
" Konichiwa" dedi tekrar kadının duymadığını düşünerek.
Kızgın bir şekilde almanca bir şeyler söylemeye başladı japon.
O da almanca karşılık verdi kadına.
Bu defa da fransızca konuşmaya başladı kadın.
O anda kadında bir tuhaflık olduğunu anladı.

Çantasından çıkardığı kitabı okumaya başladı.
Salvador Dali'nin Saklı Yüzler adlı kitabını.
Kadın bir hışımla elindeki kitabı aldı.
Ve kitabın arka kapağındaki yazıyı okuduktan sonra gülerek ispanyolca bir şeyler söylemeye başladı.
O da kadına gülümsedi.
Bu şizoyla 10 saat yol nasıl çekilir? diye düşünüyordu o sırada.
Kadının vereceği tepkiyi tam olarak tahmin edemediği için kitabı da geri isteyemiyordu.
Nasıl olsa türkçe bilmediği için geri verecek psikopat diye düşünürken gülmesine engel olamadı.
Ama kadın kitabı okuyor gibi gözüküyordu.
Yok artık bu kadar da olamaz diye geçiriyordu içinden.
Türkçe de biliyor olamaz.

Yarım saat olmuştu uçağa bineli.
Japon kadın birden " buldum " diye bağırdı.
O kadar bağırdı ki hostes yanlarına kadar gelip, bir sorun olup olmadığını sordu.
Biraz önce ruh hastası gibi davranan o değilmiş gibi hostese gayet düzgün cevaplar vermeye başladı.
Yok efendim eli sıkışmış da, çok özür dilermiş de.
Japonun yüzüne hayretle bakıyordu.
İsminin Onakoma olduğunu söyleyen kadın biraz önce vermiş olduğu rahatsızlıktan dolayı özür diledikten sonra konuşmaya başladı.
Broadway'deki Winter Garden Tiyatrosu'nda 1 hafta sonra gösterime girecek olan oyunda; paniğe kapıldığında 15 dili aynı anda konuşmaya başlayan Alannah adlı Kanada Vatandaşı japon bir kadını canlandırdığını, bu nedenle ara sıra bu şekilde denemeler yaptığını söyledi.
Bu açıklamadan sonra çok rahatlamıştı Pepe.
Kadına döndü ve yüzüne sert bir şekilde yumruk attı.
Burnu kanamaya başladı Onakoma'nın.
Sonra dönüp hiçbir şey olmamış gibi özür diledi.
Bütün uçak şoktaydı.
Pepe'yi kadının yanından zor uzaklaştırdılar.
Bir şeyler sayıklıyordu.

Japon ölmeli.
Ölmeli.

Bir türlü sakinleştiremiyorlardı.
Sonunda bağlamak zorunda kaldılar.
10 saat sonra New York'taydılar.

48 saat önce.
Pepe:
"İlaçlarımı almayı unutmuşum
2 gün içmezsem bir sorun olmaz herhalde."

3 yorum:

Quaim dedi ki...

uahuah süper hikaye adamı okyanusun üstündeyken atsalar aşşağıya muhtemelen trabzona düşerdi bu kafayla =)

lafolie dedi ki...

eheheheh ben onakomaya üzüldm asıl:)
böyle bir ihtimali düsünemedi tabi:)))

dick laurent dedi ki...

ironi diye buna derim..

Site Meter