8 Ağustos 2009 Cumartesi

Miles&Rio

" Benim " h " halime takılmayı bırakıp, " i " halime bak artık. " diye bağırdı Rio elindeki vazoyu duvara fırlatırken.
Miles sağa doğru hamle yapmasaydı, vazo alnının tam ortasına isabet edecekti.
Bir an şanslı olduğunu hissetti.
Ama sadece bir an.
Sonra yıldızlar, yıldızlar, yıldızlar.
" Biri bana mı sesleniyor? " diye sayıklarken Miles kendine gelmeye başlamıştı.
Demek ki 2. vazodan kurtulabilecek kadar şanslı değildi.
Rio durmadan ağlıyordu.
Pişmanlık, pişmanlık, pişmanlık.
" Sussa artık. Bu vıyaklamayı duymaktansa kafama bir vazo daha yemeye razıyım. " diye aklından geçiriyordu.
Birden sustu Rio." Aklımdan geçenleri mi duydu acaba? " diye düşünürken tedirgin bir şekilde gözlerinin içine bakıyordu Rio'nun.
Rio ayağa kalktı. Topuklu ayakkabılarını giydi.Kapıyı sertçe kapatıp evden dısarı çıktı.
Yerde kırılmış vazolar, Miles'ın kanı, Miles, sandalyeler, yastıklar.
" Bunları toplamam mı gerekiyor? " derken beyin kanaması.

Hiç yorum yok:

Site Meter